Osmanlı İmparatorluğu'nun tarih sahnesinde iz bırakan önemli yapı taşlarından biri hiç şüphesiz ki İstanbul'daki Sultanahmet Camii'dir. Mimari güzelliği ve tarihi önemi ile bilinen bu camide, ilk defa uygulanan 70 metre yükseklikteki "mahya" uygulaması, adeta Osmanlı'nın sanatsal ve teknik becerisinin bir göstergesi oldu. Mahya uygulaması, aydınlatmalara ve süslemelere olan düşkünlüğüyle de tanınan Osmanlı sanatkarlarının ne denli hünerli olduğunu gözler önüne seriyor. Osmanlı'nın bu göz alıcı uygulaması günümüzde yeniden canlandırılarak ziyaretçileri etkilemeyi başardı.
Sultanahmet Camii, 1609-1616 yılları arasında inşa edilen ve mavi çinileri ile meşhur olan bir eser olarak, her yıl milyonlarca turisti ağırlıyor. Mahya ise, camilerin minarelerinde yer alan ve genellikle ışıklandırma amacı ile kullanılan bir süsleme biçimidir. Tradisyona göre, ramazan ayı gibi özel zamanlarda bu ışıklı süslemeler daha da dikkat çekici hale gelir. Sultanahmet Camii'nde 70 metre yükseklikte işlenen bu mahya, hem mimari estetiği hem de tarihsel derinliği ile Osmanlı İmparatorluğu’nun kültürel mirasını taşımakta.
Mahyaların asıl önemi, onların sadece dekoratif işlevleri değil, aynı zamanda dini ve sosyal mesajlar vermekteki rolleridir. Osmanlı dönemi boyunca sıkça kullanılan mahyalar, camiye gelen misafirlere ve cemaate büyük bir coşku katmıştır. Bunun yanı sıra, günümüzde de bu uygulamanın canlandırılması, geçmiş ile günümüz arasında bir köprü kurarak, geleneksel sanatı ve kültürü yaşatmayı hedefliyor. Mahya, caminin minaresinde kullanılarak dua çağrısı yapar ve insanları toplumsal bir birlikteliğe davet eder.
70 metre yükseklikteki mahya uygulaması, sadece bir estetik kaygının ötesinde, kültürel bir mirası yaşatma çabası olarak değerlendirilmeli. Bu kapsamda düzenlenen etkinlikler ile sanatçılar, geçmişteki ustalığı günümüzde de sürdürmeye çalışıyorlar. Sultanahmet Camii'nde gerçekleştirilen bu mahya asma işlemi, ustaların uzun süre süren emekleriyle ortaya çıkıyor. Binlerce ışığın arasındaki ince işçilik, ziyaretçilerin gözlerini kamaştırırken, aynı zamanda mekâna ruh katıyor.
Son yıllarda, Sultanahmet Camii ve çevresinde yapılan restorasyon çalışmaları da bu geleneksel uygulamanın yeniden hayat bulmasına zemin sağladı. Bu tür etkinlikler, hem yerel halkı hem de yabancı turistleri bir araya getirirken, tarihsel bilincin gelişmesine de katkıda bulunuyor. Ziyaretçilerin bu muhteşem uygulamayı yakından görme şansı bulması, birçok insan için unutulmaz bir deneyim oluşturmakta.
Sonuç olarak, Osmanlı İmparatorluğu'nun estetik ve teknik olarak ulaştığı düzneyi temsil eden bu mahya uygulaması, sadece bir süsleme unsuru olmaktan öte, din ve toplumsal hayat arasında güçlü bir bağ kuran anlamlı bir gelenek. Türk kültürünün bu zengin mirası, günümüzde de yaşatılmaya ve gelecek nesillere aktarılmaya devam ediyor. Sultanahmet Camii'nde yükselen 70 metre yükseklikteki mahya ise, geçmişle bugünü harmanlayarak, her geçen gün daha fazla insanı kendine çekmeyi sürdürüyor.