Marmara Bölgesi, 21 Ekim 2023 tarihinde meydana gelen 4.5 büyüklüğündeki depremle sarsıldı. Deprem, özellikle İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Tekirdağ ve Uşak illerinde hissedilirken, çevre illerde de vatandaşlar tarafından fark edildi. Bu olay, bölgedeki doğal afetlere karşı hazırlığın önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Deprem sonrasında yaşanan panik ve endişe, birçok insanın çağrı ve yardım hatlarına başvurmasına neden oldu.
Depremin meydana geldiği an, sabah saatlerinde insanlar günlük rutinlerine devam ederken gerçekleşti. Birçok kişi, ani sallantı ile uyandı veya çalışma alanlarında tedirgin bir şekilde etrafa bakındı. Başta İstanbul olmak üzere, büyük şehirlerdeki yoğun nüfus, depremin hissedilmesi ile birlikte büyük bir panik yaşanmasına yol açtı. Sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlarla birlikte, depremle ilgili haber akışı hızlandı. Yerel kaynaklardan alınan bilgilerle, sarsıntının merkez üssünün Marmara Denizi olduğu ortaya çıktı.
İstanbul’da, pek çok kişi evlerinden dışarıya fırlarken, bazıları binaların güvenliği hakkında endişelerini dile getirdi. Sırasıyla İstanbul’un Bebek, Kadıköy, Bakırköy ve Beşiktaş gibi merkezi noktalarında hissedilen deprem, özellikle yüksek katlı binalarda yaşayanlar arasında korku yarattı. Depremin ardından hemen yapıların dayanıklılığına dair sorgulamalar başlatılırken, inşaat sektöründe uzmanlaşmış bazı mühendisler sosyal medya üzerinden güvenli binalar için önerilerde bulundu.
Depremin ardından Marmara Bölgesi’ndeki yetkililer, sarsıntının büyüklüğü ve hissedildiği alanlar hakkında açıklamalarda bulundu. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), yaptığı açıklamada; "Marmara Bölgesi, ülkemizin en aktif fay hatlarının bulunduğu bir alandır. Bu yüzden olası depremler için her zaman hazırlıklı olmamız gerekmektedir," ifadelerinde bulundu. Ayrıca, bölgedeki yapıların depreme dayanıklı hale getirilmesi için yapılan çalışmalara devam edileceği belirtildi.
Bazı bölgelerde hasar tespit çalışmaları başlatılırken, hasar gören binalarla ilgili gelişmelerin takip edileceği ifade edildi. Özellikle İstanbul'un 1999 Gölcük Depremi'nden sonra başlattığı kentsel dönüşüm projeleri, bugün yaşanan depremin ardından tekrar gündeme geldi. Uzmanlar, bu tür depremlerin sıklığını da göz önünde bulundurarak, şehrin güvenliğinin artırılması gerektiğini vurguladılar. Depremin, hem kamu hem de özel sektördeki yapıların dayanıklılığı için bir dönüm noktası olabileceği öngörülmekte.
Yaşanan bu durum her ne kadar korkutucu olsa da, toplumda deprem bilincinin artmasına ve hazırlık çalışmalarının hızlanmasına sebep olabilir. Ayrıca, vatandaşların afetlere karşı nasıl davranacağına dair bilgiler vermenin önemine de vurgu yapıldı. Gelecekte benzer olayların yaşanmaması için vatandaşların bu konuda bilinçlenmesi ve eğitimlere katılması gerektiği her platformda dile getirildi.
Marmara Bölgesi’nin depremlerle sarsılan bir bölge olduğu gerçeği bir kez daha gözler önüne serildi. Yetkililerin ve uzmanların, depremin yaratabileceği olumsuz etkileri en aza indirmek için çalışmaları devam ederken, devletin kaynaklarını bu alana yönlendirmesi büyük önem taşıyor. Herkesin sabırlı olması ve bilgilere güvenerek hareket etmesi gerektiği de bir diğer önemli konu olarak gündemde kalmaya devam edecek.