Son dönemde yurt genelinde etkili olan aşırı yağışlar, Konya ve Ankara’da hayatı adeta felç etti. 2023 yılı sonbahar mevsiminin ilk günlerinde başlayan yoğun yağışlar, özellikle bu iki büyük şehrin alt yapısının yetersiz olduğu bölgelerde büyük su baskınlarına neden oldu. Konya ve Ankara'daki sel felaketi, birçok vatandaşın evini ve işyerini su altında bırakırken, acil durum ekiplerinin müdahaleleri de olağanüstü bir hızla gerçekleştirildi.
Bu sel felaketinin temel sebebi, mevsim normallerinin üzerinde devam eden yağışlar ve bununla birlikte şehirlerin altyapı eksiklikleri olarak gösteriliyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü, son haftalarda beklenen yağışların şiddetinin arttığını ve bu durumun doğal afete dönüşme ihtimalinin bulunduğunu belirtmişti. Özellikle Konya'nın bazı bölgelerinde yağan yaklaşık 100 mm yağmur, toprağın doygunluğa ulaşmasına ve bunun sonucunda yüzeysel akışa neden oldu. Bu da selin meydana gelmesine zemin hazırladı.
Ankara'da ise derelerdeki su seviyelerinin aniden yükselmesi ve bazı bölgelerdeki drenaj sistemlerinin yetersiz kalması, şehrin bazı noktalarında su baskınları yaşanmasına sebep oldu. Başkent'in çeşitli mahallelerinde sokaklarda oluşan su birikintileri, araçların geçişini engellediği gibi, vatandaşların günlük yaşamını da olumsuz etkiledi. Acil durum ekipleri, su baskınları nedeniyle mahsur kalan vatandaşları kurtarmak için çeşitli çalışmalar gerçekleştirdi.
Sel felaketi sonrası, belediye ve devlet kurumları hemen harekete geçerek, etkilenen bölgelere acil yardım malzemeleri göndermeye başladı. Konya ve Ankara'da, su baskınlarından etkilenen vatandaşlara yiyecek, içecek ve temizlik malzemeleri dağıtılması için organizasyonlar kuruldu. Ayrıca, selin neden olduğu maddi hasarın hızlı bir şekilde belirlenmesi amacıyla uzman ekipler, hasar tespit çalışmaları başlattı.
Yetkililer, sel felaketinin ardından halka bazı uyarılarda bulundu. Bu tür doğal afetlerin önüne geçmek amacıyla, evlerdeki su ve elektrik tesisatlarının gözden geçirilmesi ve buna göre gerekli tedbirlerin alınması gerektiği vurgulandı. Ayrıca, özellikle mevsim geçişlerinde aşırı yağışlar beklenebileceğinden, vatandaşların bu duruma hazırlıklı olmaları gerektiği ifade edildi.
Sonuç olarak, Konya ve Ankara'da yaşanan bu sel felaketi, sadece tehdit edici bir doğa olayı değil; aynı zamanda şehirlerin altyapı güçlendirmeleri ve kriz anlarında acil durum planlarının ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Uzmanlar, karşılaşılabilecek başka doğal felaketler için her zaman hazırlıklı olunması gerektiğini vurguluyor. Sel felaketinin yarattığı zorlukların üstesinden gelmek için ise toplumun tüm kesimlerine düşen görevler olduğu unutulmamalıdır.
Yağışların azalmasıyla birlikte, selin getirdiği zararın telafisi süreçleri hızlanmaya başlamış olsa da, bu durumun yalnızca bir anlık çözüm olmadığını, kalıcı tedbirlerin alınması gerektiğini de unutmamak gerekiyor. İlgili kurumların kamuoyunu bilgilendirme misyonunu yerine getirerek, benzer olayların yaşanmaması için gerekli adımları atması elzemdir. Doğanın dengesini korumak, hem bireyler hem de devlet için öncelikli hedef olmalıdır.
Bu tür doğal felaketlere karşı toplumun bilinçlendirilmesi ve altyapıların güçlendirilmesi, gelecek nesillere daha güvenli bir yaşam alanı bırakmak adına oldukça önemlidir. Konya ve Ankara'daki sel felaketi, bu gerçeği bir kez daha gözler önüne serdi. Gelecekte benzer olaylar yaşanmaması adına tüm gayretler, birlikte ve dayanışma içinde şehrin her kesimiyle yürütülmelidir.