Gelişen dolandırıcılık yöntemleri, bazen sınır tanımayıp insanların en hassas korkularını suistimal edebiliyor. Son günlerde ortaya çıkan bir dolandırıcılık vakası, kadınları hedef alan yepyeni bir planla dikkatleri üzerine çekti. Bu olayda dolandırıcı, kadınlara sahte hamilelik konusunda ilaç vererek ve ardından sahte bir kürtaj işlemi gerçekleştirmek üzere bir plan geliştirdi. Bu yazıda, dolandırıcılığın detaylarına, mağdurların yaşadığı travmalara ve bu tür dolandırıcılıklardan nasıl korunabileceğimize dair önemli bilgiler vereceğiz.
Dolandırıcılığın nasıl gerçekleştiği konusunda bilgiler ilk önce mağdurlardan gelmeye başladı. Birçok kadın, kendilerini bir sağlık kuruluşundan arayan bir kişi tarafından hamile olduklarına dair bilgilendirildiklerini belirtiyor. Dolandırıcı, kadınların ses tonlarıyla oynayarak gerçek bir doktor gibi konuşuyor ve hamileliklerini sürdürmeleri gerektiğini anlatıyor. Kadınlara, ruh halinin ve fiziksel sağlığın bu süreçte ne kadar önemli olduğunu vurgulayan dolandırıcı, onları ikna etmek için sahte belgeler ve müşahede notları da sunuyor.
Dolandırıcı, kadınları hipnotize edercesine ikna ettikten sonra, kendilerine gelen hamilelik testlerinin geçerliliğini sorgulamalarını sağlamıyor. Ardından, “hamilelikten risk altında” olduklarını belirterek bazı ilaçlar öneriyor. Bu ilaçlar, aslında kadınların hamile olmadıklarını gösteren belirtileri bastırmak için tasarlanmış ilaçlar. Dolandırıcı, kadınların ruh halini manipüle ederek onları kendi bünyesine çekiyor ve ardından “kürtaj” olarak tanıttığı yaşamsal bir muayene için randevu veriyor. Kadınlar ise bu randevular sonrası sahte kürtaj süreçlerine sokuluyor ve bir nevi tuzağa düşürülüyorlar.
Bu dolandırıcılık vakası, yalnızca finansal kayıpla sınırlı kalmıyor. Birçok kadın, yaşadıkları travma nedeniyle derin psikolojik sorunlar yaşayabiliyor. Bu süreçte, duygusal bir istismar yaşayan mağdurlar, kendilerini sosyal çevrelerinden soyutlayarak adeta bir yalnızlık döngüsüne girebiliyor. İster istemez bu olay, kadınların kendilerine olan güvenlerini sarsarak gelecekteki sağlık hizmetlerine erişimlerini de etkiliyor.
Ayrıca, sahte kürtaj sürecine maruz kalan kadınlar, söz konusu dolandırıcılığın başlarına açtığı kabus gibi olaylari kendi hayatlarının çeşitli alanlarında da hissedebiliyorlar. Kadınların birçoğu, yaşadıkları travma ile birlikte büyük maddi kayıplara uğradıklarını, dolandırıcının kendilerini nasıl manipüle ettiğini ve bu süreçte ne kadar çaresiz kaldıklarını anlatıyor. Yapılan yorumlar, toplumda cinsiyet eşitsizliğinin bir yansıması olarak bu dolandırıcılığın ne denli tehlikeli bir hal aldığını gözler önüne seriyor.
Bu tür dolandırıcılıklardan korunmanın ilk adımı, kadınların sağlık konusunda bilinçli ve dikkatli olmalarıdır. Olayın nasıl geliştiği hakkında bilgi sahibi olmak, benzer tuzağa düşmemek adına oldukça önemlidir. Dolandırıcıların sunduğu sahte belgeler ve otoriteler tarafından verilmiş gibi gösterilen tavsiyelere karşı uyanık olmak gerekiyor. Bilhassa sağlık hizmeti almak isteyen kadınların, hep gerçek kaynaklardan bilgi almaları; herhangi bir muayeneye gitmeden önce şüpheli durumları rapor etmeleri büyük bir önem taşımaktadır.
Sonuç olarak, bu olay, dolandırıcıların sıradan insanların hayatını nasıl alt üst edebileceğini ve cinsiyet temelli ayrımcılığın ne kadar derin bir vaka olduğunu gözler önüne seriyor. Toplumun bu gibi olaylara karşı daha duyarlı hale gelmesi, kadınların yaşadığı travmaların son bulması yada en azından etkilerinin azaltılması anlamında kritik bir öneme sahip. Unutulmamalıdır ki, hiç kimse bu tür dolandırıcılara karşı birer hedef olmamalı ve hep birlikte toplum olarak bu konuda bilinçlenmeliyiz.