Bir köyde yaşanan ilginç bir durum, tarım ve hayvancılık sektöründe iş gücü sıkıntısını gözler önüne serdi. Son zamanlarda çoban bulmakta zorlanan bir köy, 60 bin TL gibi yüksek bir maaşla bile aradıkları elemanı bulamadıklarını duyurdu. Bunun üzerine, köylüler kendilerine özgü çaresel bir çözüm geliştirdi: Sıra sistemi! Bu sıra sistemi sayesinde, köy halkı hayvanlarına bakmak için belirli bir düzen ve planla çalışmaya başladı. Peki, bu sıra sistemi köylüler tarafından nasıl oluşturuldu ve uygulamaya alındı? İşte detaylar.
Tarım ve hayvancılık, Türkiye’nin ekonomisi ve geleneği açısından son derece önemli bir sektördür. Ancak son yıllarda özellikle kırsal alanlarda çalışan eleman bulmak giderek zorlaşmaya başladı. Nüfusun giderek kentlere taşınması, gençlerin tarım ve hayvancılıkla ilgilenmemesi gibi nedenler, bu alandaki iş gücü sıkıntısını arttırıyor. Örneğin, bu köyde çobanlık mesleği için 60 bin TL gibi cazip bir maaş sunulmasında rağmen, kimsenin başvuruda bulunmaması, durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor. Gençler şehir yaşamının sunduğu fırsatlara yönelirken, kırsalda çalışan istihdam potansiyeli büyük ölçüde azalıyor. Bu gibi nedenlerle de, köy sakinleri alternatif çözümler aramaya başladı.
Köyün sakinleri, uzun süre yapacak bir çoban bulamadıklarını fark ettikten sonra, durumu telafi etmek için topluca bir araya gelerek bir sistem geliştirdiler. Bu sistemin adı; "Sıra Sistemi". Belirli bir takvim belirlenerek, her aile sırayla hayvanlarını otlatmak için çıkmaya başladılar. İlk olarak, sistemin nasıl işleyeceği üzerine yoğun bir tartışma yürütüldü. Köylüler, her hafta bir aileye çıkar olarak belirli bir gün verdiler. Bu, sıranın adil bir şekilde ilerlemesini sağlarken, aynı zamanda her ailenin hayvanlarını yeterince gözlemleme ve kontrol etme fırsatı bulmasına olanak tanıdı.
Uygulamaya konan bu sistem, hem köydeki toplumsal dayanışmayı pekiştirdi hem de hayvanların sağlığını korumaya yardımcı oldu. Her aile, sırayla hayvan bakımı yaparken, diğer aileler de birbirlerine destek olma fırsatı buldular. Bu dayanışma, köyün sosyal dokusunu güçlendirdiği gibi, toplumsal sorumluluk anlayışını da artırdı. Ayrıca, köylüler bu süreçte birbirlerinin deneyimlerinden faydalandılar; örneğin, bir aile, diğerine meraların nerelerde daha zengin olduğunu gösterebiliyor ve rehberlik yapabiliyordu.
Köylüler bu sıra sisteminin sunduğu çözümler sayesinde hayvancılığını sürdürmeye devam ederken, bir yandan da genç neslin tarım ve hayvancılıkla daha fazla ilgilenmesini teşvik etmeyi umuyorlar. Ayrıca, hayvanların düzenli olarak bakılıp beslenmesi sayesinde üretim kalitesi de yükselmiş durumda. Böylece, 60 bin TL maaşla çoban bulamayan köy, kendi aralarındaki dayanışmayı geliştirerek bu krizi avantaja çevirmiş durumda.
Sonuç olarak, çoban bulma sorununa getirdikleri bu sıra sistemi, diğer köyler için de örnek teşkil edecek bir çözüm olarak öne çıkıyor. Tarım ve hayvancılık sektörünün karşılaştığı zorluklar her ne olursa olsun, toplumsal dayanışmanın nasıl bir güce sahip olduğunu gösteren bu örnek, ilerleyen dönemlerde benzer çözümler ortaya koyması açısından ilham verici olabilir. Gelecekte, köyler arasındaki bu tür işbirlikleri ve istihdam çözümleri, Türk tarımının sürdürülebilirliği için kritik bir rol oynayacak gibi görünüyor.