Hayatının 87 yılını sanata ve zanaata adamış bir usta, yılların getirdiği deneyim ile el emeğini yaşatmaya devam ediyor. Bu eşsiz sanatı sürdüren isim, toplumda unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarının geleceğine ışık tutarken, genç nesillere de büyük bir ilham kaynağı oluyor. Gelin, bu tutkulu ustanın hayatına ve ateşle yoğrulmuş el emeği eserlerine birlikte göz atalım.
Günümüzde teknolojinin gelişimiyle birlikte birçok geleneksel el sanatı, zaman içinde yerini daha pratik ve seri üretim yöntemlerine bıraktı. Ancak, 87 yaşındaki usta, bu değişimin kaçınılmaz olduğunu kabul etmekle birlikte, el sanatlarının kaybolan dilini yaşatmanın ve genç nesillere aktarmanın önemini vurguluyor. "Tecrübe ve sevgiyle yaptığınız her şey özgün olur," diyor. Yıllar boyu kazandığı bilgi birikimini, yaptığı eserlerle genç kuşaklara aktarmak için sürekli olarak çalışıyor. Bu süreçte, sadece bir ustadan öğrenmenin ötesinde, bir yaşam felsefesi sunuyor.
Bu usta, el emeği ile yaptığı eserlerde geçmişle bugün arasında bir köprü kurmayı başarmıştır. Her bir parça, onun yaşam hikayesinin bir parçasını taşıyor ve izleyenleri geçmişe götürüyor. Kendi hikayesini anlattığı her eser, hem duygusal bir derinlikle bezenmiş hem de estetik anlamda büyüleyici bir görsellik sunuyor. Usta, "Sanat, geçmişin izlerini taşır ama aynı zamanda geleceği de şekillendirir," diyerek sanatın döngüsel doğasına dikkat çekiyor. Bu bağlamda, son yıllarda gençlerle kurduğu atölye çalışmaları, unutulmaya yüz tutmuş bu el sanatlarının yeniden canlanmasına vesile oluyor. Gençler, ustalarının ellerinden çıkarak adeta bir zaman yolculuğu yaşayarak, yarım asrın tecrübesini öğrenme fırsatı buluyor. Ustanın elinden çıkan her parça, sadece bir nesne değil; aynı zamanda bir hikaye, bir deneyim ve bir miras.
Ustanın tutkusu, sadece kendi sanatını yaşatmakla sınırlı kalmıyor. Aynı zamanda bulunduğu toplumda, sanatın ve el emeğinin önemine de dikkat çekmekte. Yerel sergilerde eserlerini sergileyerek, diğer ustalarla bir araya gelip deneyimlerini paylaşıyor. Unutmak üzere olan bu zanaatların korunması adına çeşitli etkinlikler düzenleyerek, farkındalık oluşturmayı hedefliyor. Usta, "Sanatın, insanların ruhuna dokunmasının yanı sıra toplumsal bağları güçlendiren bir yapısı olduğunu unutmamak gerekir," diyor.
Sonuç olarak, 87 yaşındaki bu usta, sadece bir el sanatları ustası değil; aynı zamanda topluma ışık tutan bir rehber. Onun aşk ve azimle dolu hikayesi, genç nesillere ilham vermekte, unuttukları geçmişle yeniden buluşmalarına vesile olmaktadır. Geleceğin en büyük kaynağı olan gençlerin bu el emeği eserlerle büyütülmesi, sadece bireysel bir gelişim değil, aynı zamanda toplumsal bir dönüşüm anlamına geliyor. Usta, bu değişimin öncüsü olmayı sürdürecek gibi görünüyor.